- İŞ HUKUKU HİZMETLERİMİZ: Bireysel ve Toplu İş Hukuku, İşe İade ve İşçi Alacağı Davaları, Tüm İşçi-İşveren Uyuşmazlıkları ve Bunlardan Doğan Her Türlü Dava.
Giriş
Ticari işletme hukuku ve şirketler hukuku, ticari hayatın düzenlenmesi ve ekonomik faaliyetlerin yasal çerçevede yürütülmesi açısından büyük önem taşır. Türk hukuk sistemi, bu alanlarda detaylı düzenlemeler içermekte olup, ticari işletmelerin ve şirketlerin kuruluşu, faaliyetleri, hak ve yükümlülükleri, birleşmeleri ve tasfiyeleri gibi konuları kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Bu makalede, Türk hukukunda ticari işletme hukuku ve şirketler hukuku kapsamlı bir şekilde incelenecektir.
I. Ticari İşletme Hukuku
- Ticari İşletme Kavramı
Ticari işletme, esnaf işletmesinden daha geniş çapta ve sürekli bir gelir sağlamak amacıyla ticari faaliyet gösteren işletme türüdür. Türk Ticaret Kanunu (TTK), ticari işletmenin tanımını ve özelliklerini ayrıntılı olarak düzenler. Bir işletmenin ticari işletme sayılabilmesi için aşağıdaki unsurları taşıması gerekir:
- Gelir Sağlama Amacı: Ticari işletmeler, kazanç elde etmek amacıyla kurulurlar.
- Süreklilik: Ticari faaliyetlerin sürekli olarak yürütülmesi gerekir.
- Ölçek: Esnaf işletmesine göre daha büyük ölçekli olması.
- Ticari İşletmenin Unsurları
Ticari işletmenin temel unsurları şunlardır:
- İşletme Sahibi: İşletme sahibinin gerçek veya tüzel kişi olması mümkündür.
- Malvarlığı: İşletmenin ekonomik değeri olan varlıkları.
- İşletme Faaliyetleri: Ticari faaliyetin türü ve kapsamı.
- Ticari İşletmenin Kurulması ve Tescili
Ticari işletmenin kurulması, işletme sahibinin iradesiyle gerçekleşir ve ticaret siciline tescil edilmesi zorunludur. Tescil işlemi, işletmenin hukuki varlığını kazanması ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için gereklidir.
- Ticari İşletmenin Devri ve Rehni
Ticari işletmenin devri ve rehni, Türk Ticaret Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’na tabi olup, işletmenin malvarlığının bütün olarak devredilmesi veya rehnedilmesi işlemlerini içerir. Bu işlemler, yazılı şekilde yapılmalı ve ticaret siciline tescil edilmelidir.
II. Şirketler Hukuku
- Şirket Kavramı ve Türleri
Türk Ticaret Kanunu, şirketleri tüzel kişiler olarak kabul eder ve çeşitli türlerde şirketlerin kurulmasına olanak tanır. Temel şirket türleri şunlardır:
- Şahıs Şirketleri: Adi ortaklık, kollektif şirket ve komandit şirket.
- Sermaye Şirketleri: Anonim şirket, limited şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket.
- Kooperatifler: Özel bir tüzel kişilik türü olup, ortaklarının ekonomik menfaatlerini koruma amacı güder.
- Şirketlerin Kuruluşu
Şirketlerin kuruluşu, Türk Ticaret Kanunu’na göre belirli şekil şartlarına tabidir. Kuruluş sürecinde aşağıdaki adımlar izlenir:
- Kuruluş Sözleşmesi: Şirketin ana sözleşmesinin hazırlanması.
- Ticaret Siciline Tescil: Şirketin ticaret siciline tescil edilmesi.
- Sermaye Yatırımı: Kurucuların taahhüt ettikleri sermayenin yatırılması.
- Şirketlerin Yönetimi ve Temsili
Şirketlerin yönetim ve temsil organları, şirket türüne göre değişiklik gösterir. Anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdürler kurulu şirketi yönetir ve temsil eder. Yönetim organlarının yetki ve sorumlulukları, TTK ve şirketin ana sözleşmesinde düzenlenmiştir.
- Şirketlerin Birleşme, Bölünme ve Tür Değiştirme İşlemleri
Şirketler, ekonomik faaliyetlerini daha verimli yürütmek amacıyla birleşme, bölünme ve tür değiştirme işlemlerine başvurabilirler. Bu işlemler, TTK’da ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup, şirketlerin sermaye yapılarının ve ortaklık ilişkilerinin yeniden şekillendirilmesini içerir.
- Şirketlerin Tasfiyesi ve Sona Ermesi
Şirketlerin tasfiyesi, borçlarının ödenmesi ve malvarlıklarının dağıtılması sürecidir. Tasfiye süreci, TTK’ya göre yürütülür ve şirketin ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Şirketlerin sona ermesi, genellikle tasfiye yoluyla gerçekleşir ancak iflas veya mahkeme kararıyla da mümkün olabilir.
Sonuç
Ticari işletme hukuku ve şirketler hukuku, Türk ticaret hayatının düzenlenmesinde temel rol oynar. Ticari işletmelerin ve şirketlerin kuruluşu, yönetimi, birleşme ve tasfiyesi gibi konular, Türk Ticaret Kanunu’nda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler, ticari faaliyetlerin hukuki güvence altında yürütülmesini sağlar ve ekonomik gelişmenin temelini oluşturur. Ticari işletmeler ve şirketler, Türk hukuk sistemi içinde belirli kurallara tabi olarak faaliyet gösterir ve bu kurallar çerçevesinde hak ve yükümlülüklerini yerine getirirler.
İş hukuku, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen, işçilerin haklarını ve işverenlerin yükümlülüklerini belirleyen hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, çalışanların çalışma şartlarını iyileştirmeyi, iş güvenliğini sağlamayı ve işçi-işveren arasındaki ihtilafları çözmeyi amaçlar. Türkiye’de iş hukuku, başta 4857 sayılı İş Kanunu olmak üzere çeşitli mevzuatlar ve uluslararası sözleşmelerle düzenlenmiştir. Bu makalede, Türk iş hukukunun temel prensipleri, çalışma şartları, işçi hakları ve işveren yükümlülükleri detaylı olarak ele alınacaktır.
İş Hukukunun Temel İlkeleri
İşçi ve İşveren Tanımları
- İşçi: İşçi, bir iş sözleşmesine dayanarak bir işverene bağlı olarak çalışan gerçek kişidir. İşçinin en belirgin özelliği, işverene bağımlı olarak çalışmasıdır.
- İşveren: İşveren, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişidir. İşveren, işçinin iş görme edimini kabul eden ve bunun karşılığında ona ücret ödeyen kişidir.
- İşyeri: İşverenin işçi çalıştırdığı yer, işyeri olarak tanımlanır. İşyeri, işin yapıldığı alanın yanı sıra, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçları da kapsar.
İş Sözleşmesi
İş sözleşmesi, işçi ile işveren arasında kurulan ve işçinin iş görme borcunu, işverenin ise ücret ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. İş sözleşmeleri, belirli süreli veya belirsiz süreli, tam süreli veya kısmi süreli olabilir.
- Belirli Süreli İş Sözleşmesi: Bu tür sözleşmeler, belirli bir sürenin sonunda sona eren iş ilişkilerini kapsar. Belirli süreli iş sözleşmesi, sürenin sonunda kendiliğinden sona erer.
- Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi: Belirsiz süreli iş sözleşmesi, tarafların belirli bir süre kararlaştırmadan iş ilişkisini sürdürmek üzere yaptıkları sözleşmedir.
- Tam Süreli ve Kısmi Süreli İş Sözleşmesi: Tam süreli iş sözleşmesi, işçinin haftalık normal çalışma süresine göre çalıştığı iş sözleşmesidir. Kısmi süreli iş sözleşmesi ise, işçinin haftalık normal çalışma süresinin tam süreli iş sözleşmesiyle çalışılan işyerinde uygulanan emsal çalışma süresinden daha az çalışmayı kabul ettiği iş sözleşmesidir.
Çalışma Koşulları ve Süreleri
Çalışma süreleri, işçinin ne kadar süreyle çalışacağını belirler ve bu süreler kanunla düzenlenmiştir.
Normal Çalışma Süresi
4857 sayılı İş Kanunu’na göre, haftalık normal çalışma süresi en çok 45 saattir. Bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit şekilde bölünerek uygulanır. İşçinin günlük çalışma süresi ise, ara dinlenmeleri hariç olmak üzere en fazla 11 saat olabilir.
Fazla Çalışma
Fazla çalışma, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. Fazla çalışma yapan işçilere, bu çalışmalarının karşılığında fazla mesai ücreti ödenir. Fazla çalışma ücreti, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının %50 fazlasıyla ödenir. İşçi, onay vermedikçe fazla çalışma yapmaya zorlanamaz.
Ara Dinlenmeleri
İşçilerin günlük çalışma sürelerine göre ara dinlenmesi hakları bulunmaktadır:
- 4 saat veya daha kısa süreli işlerde 15 dakika,
- 4 saatten fazla ve 7.5 saate kadar (dahil) süreli işlerde 30 dakika,
- 7.5 saatten fazla süreli işlerde 1 saat ara dinlenmesi verilmesi zorunludur.
Ücret ve Ücretin Ödenmesi
Ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. İş Kanunu’na göre, ücret en geç ayda bir ödenir ve işçinin banka hesabına yatırılması zorunludur. Ücretin zamanında ve tam olarak ödenmemesi durumunda işçi, iş akdini haklı nedenle feshedebilir.
Asgari Ücret
Asgari ücret, işçilere ödenebilecek en düşük ücret seviyesidir ve bu ücret, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenir. Asgari ücret, işçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde belirlenir ve işverenler, işçilere asgari ücretin altında ücret ödeyemez.
İzin Hakları
İş Kanunu, işçilerin dinlenme haklarını güvence altına almıştır. Buna göre işçilerin yıllık ücretli izin hakkı bulunmaktadır:
- Yıllık Ücretli İzin: İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izin süreleri işçinin kıdemine göre değişir:
- 1 yıldan 5 yıla kadar olan işçilere 14 gün,
- 5 yıldan fazla 15 yıldan az olan işçilere 20 gün,
- 15 yıl ve daha fazla olan işçilere 26 gün.
- Mazeret İzinleri: İş Kanunu, işçilere bazı özel durumlarda mazeret izni hakkı tanımaktadır. Bu durumlar arasında evlilik, doğum ve ölüm gibi olaylar bulunmaktadır.
- Doğum ve Süt İzni: Kadın işçilerin doğumdan önce 8 hafta ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süreyle çalıştırılmamaları esastır. Ayrıca, doğum yapan kadın işçiler, doğumdan sonra ilk altı ayda günde 1.5 saat süt izni hakkına sahiptirler.
İş Güvencesi ve İşe İade
İş Kanunu, iş güvencesi kapsamında işçilerin keyfi olarak işten çıkarılmalarını önlemeyi amaçlamaktadır. Buna göre, işverenin iş akdini feshetmesi durumunda işçinin işe iade davası açma hakkı bulunmaktadır. İşe iade davasını kazanan işçi, işverenden işe geri alınmasını talep edebilir. İşveren, işçiyi işe geri almazsa, işçiye tazminat ödemek zorundadır.
İşe İade Davası
İşçi, iş sözleşmesinin haksız nedenle feshedildiği iddiasıyla iş mahkemesine başvurarak işe iade davası açabilir. Mahkeme, fesih nedenini haksız bulursa, işverenin işçiyi tekrar işe almasına karar verir. İşveren, işçiyi işe geri almak zorundadır; aksi takdirde işçiye işe iade tazminatı öder.
İş Sağlığı ve Güvenliği
İş sağlığı ve güvenliği, işyerlerinde işçilerin sağlık ve güvenliklerini korumayı amaçlayan bir dizi düzenlemeyi içerir. Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili düzenlemeler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile belirlenmiştir. Bu kanun, işverenlere işçilerin sağlık ve güvenliklerini sağlamak için gerekli önlemleri alma yükümlülüğü getirir.
İşverenin Yükümlülükleri
- Risk Değerlendirmesi: İşverenler, işyerinde olası tehlikeleri belirlemek ve bu tehlikelerin işçilere zarar vermemesi için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.
- Eğitim: İşverenler, işçilere iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim vermekle yükümlüdürler.
- Koruyucu Donanım: İşverenler, işçilerin iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı korunması için gerekli kişisel koruyucu donanımları temin etmek zorundadırlar.
Sonuç
Türk iş hukuku, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen ve tarafların haklarını koruyan kapsamlı bir hukuk dalıdır. İş Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlar, işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmeyi ve işverenlerin işyerinde düzeni sağlamayı amaçlar. İş hukuku, hem işçilerin hem de işverenlerin hak ve yükümlülüklerini bilmesi gereken önemli bir alandır. İşverenlerin, kanunlara uygun hareket ederek işyerinde huzurlu ve verimli bir çalışma ortamı sağlamaları, işçilerin ise haklarını bilerek hareket etmeleri, iş barışının korunmasına katkı sağlar. Bu şekilde, iş hukuku, toplumda adaletin ve eşitliğin sağlanmasında önemli bir rol oynar.
Karya Tan Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Kuşadası’nda uzman avukat kadrosuyla hizmet vermektedir. Kuşadası İş Hukuku Davası konusunda sorunlarınızı çözüme kavuşturmak amacıyla hukuki hizmet sağlamaktayız.